Bal Nedir

Türk Gıda Kodeksi 2000/39 sayılı bal tebliğinde ”bal, arıların çiçek nektarlarını bitkilerin veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı canlıların salgılarını topladıktan sonra kendine özgü maddeler karıştırarak değişikliğe uğratıp bal peteklerine depoladıkları tatlı madde” olarak tanımlanmıştır. Tanımından da anlaşılacağı gibi bal saf ve doğal olmalıdır.

Balın kimyasal yapısı


Genel olarak balın yaklaşık % 80’i değişik şekerlerden, % 17’si sudan meydana gelir. Geri kalan % 3’lük kısım başta enzimler olmak üzere diğer değerli maddelerden oluşur. Balda; demir, bakır, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, silisyum, aliminyum, krom, nikel ve kobalt gibi değerli mineraller vardır. Salgı balları mineral maddelerce daha zengindir. Bu özelliğinden dolayı tedavi amaçlı olarak ta kullanılırlar ve kristalize olmadıkları için tercih edilirler.Balın yapısındaki enzimlerin bir kısmı bitkilerden bir kısmı da arının salgı bezlerinden gelir. Enzimler balın en değerli maddeleridir. Doğal ve ısıtılmamış ballarda enzim miktarı yüksek olup bu ballar kaliteli ve çok değerlidir. Bal ısıtıldığı oranda enzim değerinde kayıplar olur.
Balın Fizyolojik Etkileri

Bal insanoğlunun tükettiği en eski gıdaların başında gelmektedir.Bal binlerce yıldan beri hem enerji sağlayan değerli bir besin maddesi olarak, hem de yara ve yanıkların tedavisinde ve bir çok hastalıklarda ilaç niyetine kullanılmaktadır. Balın şifa verici özellikleri başta Kur’an olmak üzere birçok kutsal kitapta da belirtilmektedir.

Balın fizyolojik özellikleri ve kullanımı konusunda yüzlerce literatür bulunmaktadır.

BAL bir doğal enerji kaynağıdır. Bu nedenle bebekler, yaşlılar, sporcular, hasta ve düşkünlerle birlikte normal sağlıklı insanlar tarafından da severek ve bilinçli olarak tüketilmektedir.
BAL yeni doğan bebeklerde sütten yararlanmayı ve kemiklerde Kalsiyum fiksasyonunu artırmaktadır. Sadece süt ile beslenen bebeklerde oluşan kansızlığı (anemi) ve anorexia yı önlemektedir.
BAL iştah artırmakta, enerji ve direnç kazandırmaktadır.

Balın Sindirim Sistemine Etkileri 

Bal besinlerin daha hızlı sindirilmesine neden olmakta, sindirim sistemi enfeksiyonlarında, kabızlığın giderilmesinde oniki parmak bağırsağı ülserlerinde, ve karaciğer rahatsızlıklarında yaygın olarak kullanılmaktadır. 

Balın Solunum Sistemine Etkileri 

Bal karasal iklime sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz, ve bronşlardaki rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu özellikler balın antimikrobiyel etkisinin yanı sıra baldaki fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve gevşetici özelliğinden kaynaklanmaktadır. 

Balın Yara ve Yanıklarda Kullanımı

Bal günümüzde modern tıpta besleyici ve nemlendirici özelliği nedeniyle birçok kozmetik kremlerin,açık yaralarda, yatak yaralarında.ülserlerde ve yanıklarda doğrudan sürülen ilaçların yapımında kullanılmaktadır.Bal enfeksiyonları önlemekte doku oluşmasını hızlandırmakta ve yara yanık izlerini azaltmaktadır.Eşit miktarda bal, çavdar unu ve zeytinyağı karışımı ile hazırlanan kremin 3 kez kullanımı ile inek ve atlarda görülen ve kangrene dönüşen yaraları dahi tedavi ettiği bildirilmektedir.

Balın Göz Hastalıklarında Kullanımı 

Balın bazı ülkelerde doktorlar tarafından katarakt ve kojuktivit ile bazı kornea rahatsızlıklarında başarı ile kullanıldığı bildirilmektedir.Ayrıca kornea ülserinin de saf bal ile veya vazelin yerine bal ile hazırlanan %3’lük sulphidine pomadı ile başarılı bir şekilde tedavi edildiği bildirilmektedir.

Şeker Hastalığı ve Bal

Zaman zaman hakiki (!) balın şeker hastalığına iyi geldiği şeklinde yazılar çıkmakta ve söylentiler duyulmaktadır.Bunun bilimsel bir dayanağı yoktur ve yanlıştır.Bal da kan şekerini yükseltir ve fazla alındığında şeker hastalarını komaya sokabilir.Ancak eşit miktarda alınan bal,kan şekerini çay şekerine oranla daha az yükseltmektedir.Bu neden şeker yerine az miktarda bal kullanılabilir.